www.dualar-ülkesi.tr.gg - TASAVVUF VE TÖVBE

Dualar Bölümü
vedaXy help script v3.5i,
wampserver2 0i programı indir
PİNG
SOHBET KANAL SIRALAMASI
Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz
Esmaül Hüsnanın Faziletleri
Cehennemdeki Azap Ortamı
cehennem 3
DUA VE ZİKİR
Dua ve zikir
Çok Önemli Zikir ve Dualar
Dualar ve Zikirler
Her gün Söylenmesi Tavsiye Edilen
Esma-ül Hüsna Zikir Sayıları ve Zikir Niyetleri
DİLEK VE ZİKİR DUALARI
ESMAÜL HÜSNA ZİKiR VE DUALAR (İNANILMAZ DEĞERLİ BİR HAZİNE!)
Sessiz dua ve zikir
Dünyadaki En Mutlu İnsanlar Daimî Zikrin Sahipleridir
ÖLÜM
BEDENİN ÖLÜMÜ
RUHUN ÖLÜMÜ
AHİRETE İMAN
Sur'a İkinci Kez Üfleniş ve Ölülerin Diriltilmesi
Aldanmalar ve Gerçekler
CEHENME GÖTÜRÜLME
CEHENNEME GİRİŞ
ATEŞ AZABI
Kalplere Tırmanan Ateş"
CEHENNEM EHLİNİN ÇEKİŞMELERİ
ÖLÜMLE BAŞLANYAN PİŞMANLIK
HESAP GÜNÜ YAŞANAN PİŞMANLIK
CEHENNEMDEKİ PİŞMANLIK
BU PİŞMANLIGI YAŞAMAMAK İCİN
İNANANLARIN YURDU CENNET
GERCEK YAŞAM BU DÜNYADAİ DEGİLDİR
Cenneti Şiddetle Umanlar: Allah'ın Fırkası
NİMETLERİN EN ÜSTÜNÜ ALLAH RIZASI
Allah'a Ulaşmayı Dilemek, Allahû Tealâ'nın Temel Emridir.
MUHAMMED 33 meali | MUHAMMED Suresi 33. âyet-i kerimesi
DUA
ŞEYTANIN HİLESİ
Hazreti Hamza 'nın Müslüman Oluşu
SON PEYGAMBER : Hz.Hamza´nın Müslüman Oluşu
Hz. Ömer ve Hamza'nın Müslüman Oluşu
Hz.Hamzanın Hidayeti ve Müslüman Oluşu
Kabir Hayatı
Dini Fon MÜzikleri İlahi Fon Müzikleri en sevgiliye | iLAHi DiNLE ...
Allah'in Ceryani Cezbe
Yeni sayfanın başlığı
NEFSİN TASFİYESİ
Vird - Zikir Dersi
VUKUF-I ADEDİ: USÛL OLMADAN VUSÛL OLMAZ
Vird
TASAVVUF VE TÖVBE
Nihat Hatipoglu - Sultanım İlahisi Dosta Dogrurubeyda ileTakip et
Ruh ve Nefs - 1.bölüm
Ruh ve Nefs - 2.bölüm
backlinkmerkezi.
GONULSOHBETİ YASAK İP ADRESİ
Yunus Suresi 7 ve 8. Âyetler - Allah'a Ulaşmayı
Allah'a Ulaşmayı Dilemeyenler
SOHBETİN ADI: ALLAH’A ULAŞMAYI DİLEMEYENLER
MÜRŞİDİ BULMA
SEQ bancklink
KUR’ÂN-I KERİM’E GÖRE NEFS TEZKİYESİ NE DEMEKTİR?
kanal komutları
Zikirlerin En Güzeli Daimî Zikirdir
duaaaa



 
Allah ile kul arasına girmek Çevremizdeki bazı insanların zaman zaman ‘Bir mürşide bağlanmak gerek, tövbe alıp tasavvuf terbiyesine girmek lazım!..’ diye söze başladıklarında, kendilerine nedense hep aynı karşılık verilir: “Allah ile kul arasına kimse giremez!..” Kalpleriyle manevi engelleri geçenler, nefislerini aşanlar Yüce Mevla’yı bulurlar. Allahu Teala’nın insana şah damarından daha yakın olduğunu anlarlar. Bu buluşma O’nun razı olduğu amelleri yaparak gerçekleşir. Bu iş insanın nefsi ve keyfine göre değil, Yüce Allah’ın çizdiği sınırlara göre olur. Bu sınırlara din denir. Bizi Yüce Allah’a götürecek tek din İslam’dır. İslam, Kur’an ve Sünnetin çizdiği yoldur. Kur’an, Yüce Rabbine kavuşmak isteyenlere yolu şöyle tarif eder: “Kim Rabbine kavuşmak istiyorsa salih amel yapsın ve Rabbine ibadetinde hiç kimseyi ortak etmesin.” Demek ki Yüce Allah’a gitmek için iman, ihlas ve salih amel lazımdır. Allah’a giden yola uyanık kalple varılır, sevgi ile engeller aşılır, ihlasla hedef bulunur. Bu yolun başı ve sonu edepten ibarettir. Bu yolun en büyük engeli nefis, en azılı düşmanı şeytan, en sarp yokuşu dünyadır. Nefis edeple süslenmeden, şeytan sindirilmeden, dünya sevgisi kalpten silinmeden Yüce Allah’a gidilemez. Buna manevi terbiye ve arınma denir. Kendisini aşamayan insan, varlığın sahibine ulaşamaz. Bir arif şöyle diyor: Allah’a giden yol iki adımdır: Birinci adımda nefsine bas... İkinci adımda Rabbine kavuşursun. Çoğu kimseler bu sözle, tasavvuf yoluna girenlerin Allah ile aralarına Allah’ın razı olmadığı kimseleri koyduğunu, bir mürşide bağlanmakla şirk tehlikesine düştüklerini, kendilerinin ise böyle bir tehlikeden uzak olduklarını anlatmaya çalışırlar. Acaba işin gerçeği böyle mi? Bu sözün gerçek manası bilinmezse fitne kaçınılmaz olur; zarar verir. Bu zarar imana dokunur, dini zedeler, din kardeşliğini sarsar, kardeşlik ruhunu öldürür. Allah ile kul arasına kimse giremez sözü, niyete göre farklı sonuçlar doğurur. Eğer bu söz: “Ben Allah’a kullukta önümde kimseyi istemem, peygamber, kitap, alim, mürşit tanımam, istediğim gibi kulluk yaparım, keyfimce ibadet ederim.” Anlamında söyleniyorsa insanı dinden çıkarır. Daha doğrusu böyle düşünen kimse küfür, isyan ve gaflet içinde kalmış demektir. Eğer bu söz: “Ben Allah’a giden yolda Allah’ın peygamberi ve kitabı ile yetinirim, onlar ne diyorsa onu yaparım, başka kimseyi kabul etmem, alimlere bakmam, velilere bağlanmam, mezhepler beni ilgilendirmez, dini kendi anladığım gibi yaşarım” Anlamında söylenmişse, söyleyen sorumludur. Bu kişi inanç esaslarını zorlamış, kendini tehlikeli bir sona doğru sürüklüyor demektir. Çünkü arada alimler olmadan kendi başına dinin öğrenilmesi, anlaşılması ve yaşanması nasıl mümkün olacak!? Oysa Kur’an ve Sünnet, hak yolda birlik (cemaat) olmayı, bu beraberliğin başındaki imama itaat etmeyi, topluca Allah’ın ipine sarılmayı, hep birlikte tövbe etmeyi, bilmediklerimizi alimlere sormayı, takva ve iyilikte yardımlaşmayı, bunun için Allah’ın sadık kulları ile beraber olmayı açıkça emretmektedir. Dinin hükmü bu iken, bir mümin hangi delil ve mantıkla, ‘Bana bunlar gerekmez’ diyebilir? Dese bile bunun Allah katında ne kıymeti olabilir? Eğer bu söz: “Allah benim her hâlimi görüyor, biliyor, sözümü işitiyor, niyazımı dinliyor. Ben namazda, secdede, zikirde, duada ve tövbede kalbimi Rabbime bağlıyorum. Onun için gönlüme kimseyi koyamam, kimseden bir şey bekleyemem. Benim korkum, sevgim, niyetim, hedefim sadece Allah’tır.” Anlamında söyleniyorsa ne güzel. İşin doğrusu da budur, böyle olması lazımdır. Zaten bütün peygamberler kalbi dünyadan çekip bu şekilde Allah’a bağlamak için gelmişlerdir. Onlara vâris olan alimlerin ve kamil mürşitlerin işi de budur. Buna Allah adamı olmak denir. Ama ne var ki, kalbin bütün varlıklardan çekilip sadece Yüce Allah’a bağlanması kolayca elde edilecek bir nimet değildir. Bu tam bir hürriyet hâlidir. Arifler o hâli elde etmek için nefisleri ile bir ömür mücadele vermekte ve Allah ile aralarına giren engelleri yok etmek için mücadele etmektedirler. Şu halde Allah ile aramızdaki engeller nedir? Allah’a gitmek, Allah’a kavuşmak deyince ne anlaşılmalıdır? Bizi ilgilendiren konu budur. Allah’a gitmek gönül ile olur. Allah’a ulaşmak bir hâldir, sevgidir, aşktır. Bu kavuşma dışa doğru değil, içe doğrudur. Kalıp ile değil kalp iledir.
 

Bugün 9 ziyaretçi (22 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol